4 Mayıs 2010 Salı

Can Yücel Evet Sevgili

                                 EVET SEVGİLİ....
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu...
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına...
Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer !!!
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler...
Arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer...
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile
En güzel yerde başlatılsaydı eğer...
Utanılacak bir şey değildir ağlamak
Yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer...
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık
Çalınan birinin kalbiyse eğer...
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların
İnsan bütün derilerden soyunabilseydi eğer...
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses
Hiçbir zaman duyulmasaydı eğer...
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar
Kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer...
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla
Öylesine delice bakmasalardı eğer...
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
Kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer...
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin
Son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer...
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman
Meydan savaşlarında korkular aşkı ağır yaralamasaydı eğer...
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman
Beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer...
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla
Tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer...
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi
Yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer...
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar
Son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer...
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri
Her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer...
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de
Dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer...
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel
Namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer...
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından
Dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer...
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de
Sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer...
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine
Kulağına okunacak biri olsaydı eğer...
İnanmak mümkün olmazdı
her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de
Kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer...
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar
İhanetinden onlar da payını almasaydı eğer...
Issızlığa teslim olmazdı sahiller
Kendi belirsiz sahillerinde
amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer...
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım....
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da...
Ya canım ellerini tutmak isterse !!!
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu...
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına...
Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer !!!

0 yorum: